Cennetül Esma

Cennetül Esma kolyesi

CENNETÜ’L-ESMÂ

Cennet “örtmek, gizlemek” anlamındaki cenn kökünden isim olup “bitki ve ağaçları ile toprağı örten bahçe” mânasına gelir. Âhiret hayatında müminlerin ebedî saadet yurdu olan yerin bu şekilde adlandırılmasının sebebi, genel görünümüyle dünya bahçelerine benzemesi veya eşsiz nimetlerini insan idrâkinden gizlemiş olması şeklinde açıklanmıştır.

İsmin çoğulu olan esmâ ile “güzel, en güzel” anlamındaki hüsnâ kelimelerinden oluşan esmâ-i hüsnâ (el-esmâü’l-hüsnâ) terkibi naslarda Allah’a nisbet edilen isimleri ifade eder. Sadece Kur’an’da geçen ilâhî isimler 100’den fazladır; muhtelif hadislerde Allah’a nisbet edilen başka isimler de mevcuttur. Esmâ-i hüsnâ terkibinin, geniş anlamıyla bunların hepsini kapsamakla birlikte terim olarak daha çok doksan dokuz ismi içerdiği kabul edilir.

Cennetü’l-Esmâ kelime terkibi sözlükte “isimlerin cenneti” mânâsındadır. İsimler, Allah’ın güzel isimleri olan esmâ-i hüsnâdır ve “cennetü’l-esmâ” terkibi, Allah’ın güzel isimlerinin en seçkinleri anlamına gelmektedir.

Cennetü’l-esmâ ile alâkâlı kaynaklarda farklı, gerçek dışı ve mesnetsiz bilgiler yer almaktadır. Bu kaynaklar arasında güvenilir eser ise, Ahmed Ziyâeddin Gümüşhânevî’nin[1] (ö.1893) Mecma’atü’l-Ahzâb[2] adlı Arapça eseridir. Kanaatimize göre Arapça olmasından dolayı bu kaymak eserdeki “Cennetü’l-Esmâ” ile alâkalı verilen bilgiler gizli kalmış veya aslından farklı ve eksik bir şekilde Türkçeye çevirilmiştir. Biz makâlemizde, Arapça yazılan Mecma’atü’l-Ahzâb’ı kaynak alarak, aslından Türkçeye tercüme edip aktaracağız.

Mecma’atü’l-Ahzâb’ın 283. sayfasında Cennetü’l-Esmâ ile alakâlı bilgi şöyledir:

Hz. Ali’nin (r.a.) Cennetü’l-Esmâ Duâsı: Tâunun ve bütün düşmanların def’i, bütün murad ve hâcetlerin halli, ilim ve esmâya ulaşmak için (okunacak duâ):

بسم الله الرحمن الرحیم    فَرْدٌ حَیٌّ  قَیُّومٌ حَكَمٌ عَدْلٌ قُدُّوسٌ  سَیَجَعَلُ اللّٰهُ بَعْدَ عُسْرٍ یُسْرًا

Bismillâhirrahmânirrahîm, Ferdün, Hayyun, Kayyûmun, Hakemün, Adlün, Kuddûsün Seyec’alüllâhü ba’de usrin yüsrâ.

Mecma’atü’l-Ahzâb’ın 471-475. sayfaları arasında, Cennetü’l-Esmâ ile alakâlı şu bilgiler yer almaktadır:

İmam Gazâlî’nin (Allah ondan razı olsun) Cennetü’l-Esmâ Duâsı: Tâunun ve bütün düşmanların def’i, bütün murad ve hâcetlerin halli, ilim ve esmâya ulaşmak için (okunacak duâ):

Bismillâhirrahmânirrahîm Ferdün, Hayyun, Kayyûmun, Hakemün, Adlün, Kuddûsün Seyec’alüllâhü ba’de usrin yüsrâ.

“Ben fakir Kur’ân’ı inceledim ve bazı âyetleri hâcet ve muradlar için münasip buldum ve inşâallahu Teâlâ maksatlara nâil olmaya sebeb olması için onları topladım. Bu esmâların sonuna tevhid (Allah’ı birleme) ve temcîd (Allah’ı yüceltme) için şu eklenir: Lâ ilâhe illâ hüve yuhyî ve yümîtü.

(Aşağıdaki maksatlar için bu esmâdan sonra okunacak âyet-i kerîmeler şunlardır:)

Tevbenin kabûlü ve mağfiret talebi için:

Gâfiru’z-zenbi ve kâbili’t-tevbi; Ve innî le-Gaffârün limen tâbe; Ve inneke ente’t-Tevvâb; İnnallâhe kâne Tevvâben Rahîma; Vallâhu yürîdu en yetûbe aleyküm; İnnallâhe kâne Gafûran Rahîmâ; Fe-beşşirhu bi-mağfiratin ve ecrin kerîm; Lehüm mağfiratün ve ecrun kebîr; Minhüm mağfiraten ve ecran azîmâ.

İktidar sahibinden (emir altında bulunduğu kimselerden) affedilmesini istemek için:

Feinnallâhe kâne afüvven kadîrâ.

Duâlarına icâbet edilmesi ve hâcetlerinin giderilmesinin kabûlü için:

Ve kâle Rabbüküm ud’ûnî estecib leküm; Fe-d’ûhu muhlisîne lehü’d-dîn: İzâ de’âni felyestecîbû lî

Duâsının işitilmesi ve kabûlü için:

İnnallâhe kâne semî’an basîrâ

İlim ve hikmet talebi için:

Yu’allimükümülkitâbe ve’l-hikmete; Vallâhu alîmun bi-zâti’s-sudûr.

Düşmanlara karşı fetih ve zafer için:

İnnâ fetahnâ leke fethen mübînâ; Ve yansurekellâhü nasran azîzâ; Ve mennasru illâ min indillâh; Vallâhü yüeyyidü bi-nasrıhi men yeşâü; Hakkan aleynâ narsu’l-mü’minîn; Feftah beynî ve beynehüm fethâ; ‘Asallâhü en ye’tiye bi’l-fethi; Vec’al lenâ min ledünke nasîrâ; Kâle Rabbinsurnî bimâ kezzebûn.

Sultanların gözünde heybetli görünmek ve zorbaların hakkından gelmek için:

 Ve ‘aneti’l-vücûhü li’l-Hayyi’l-Kayyûm.

Katı kalplilerin kalplerinin yumuşaması için:

Ve ennellâhe biküm le-Raûfün Rahîm.

Düşmanlardan kurtulmak ve belâlardan halâs olmak için:

Neccinî mine’l-kavmi’z-zâlimîn; Necevte mine’l-kavmi’z-zâlimîn; Ve yüneccillâhüllezînettakav; Fenecceynâhü ve ehlehü mine’l-kerbi’l-azîm.

Düşmanlarına ve hasımlarına galip gelmek için:

İnne hızballâhi hümü’l-gâlibûn; Fegalebû hünâlike ve’nkalebû sâgırîn; İnnallâhe hüve’l-Kaviyyü’l-Azîz; Lillâhi’l-Aliyyi’l-Kebîr.

Düşmanların helâki ve zararlarının defi için:

Messethümü’l-be’sâü ve’d-darrâu; İnnâ erselnâ aleyhim hâsıbâ; Ehaznâhüm ahze Azîzin Muktedir; Aleyhim gadabun ve lehüm azâbun şedîd: Ve ye’tîhi’l-mevtü min külli mekân: Fe-leyse lehü’l-yevme hâhünâ hamîm.

Düşmanlardan ve tuzaklarından korunmak için:

Hasbiyallâhu lâ ilâhe illâ Hû; Hasbünallâhu ve ni’me’l-vekîl ni’me’l-mevlâ ve ni’me’n-nasîr: Ve kânellâhü alâ külli şey’in rakîbâ; İnnâllâhe kane aleyküm rakîbâ; Kâlû sübhâneke ente veliyyünâ; İn küllü nefsin lemmâ aleyhâ hâfız.

Zenginlik ve rızık talebi için:

Ve nerzuku men teşâu bi-gayri hisâb; Febtegû indallâhi’r-rizk; Ve a’tednâ lehâ rizkân kerîmâ; Fenkalebû bi-ni’metillâhi innâllâhe hüve’l-Ganiyyü’l-Hamîd.

Çocuk talebi için:

Heb lî min ledünke veliyyen yerisünî; Yuhricüküm tıflen sümme li-tebluğû.

Devlet ve şeref talebi için:

Tu’izzü men teşâu ve tüzillü men teşâu; Kad ce’alellâhu li-külli şey’in kadrâ.

Nimet ve menzil-makâm ele geçirmek için:

Fete’âlellâhu’l-Melikü’l-Hakk.

Ağırbaşlılık ve sâkinlik için:

Feenzelallâhü sekînetehu aleyhi.

Kalpten üzüntüyü gidermek için:

Lâ yahzünühümü’l-feze’u’l-ekber.

Kalbi rahatlatmak için:

Yürzekûne ferihîne bimâ âtâhüm.

Endişe ve rahatsızlığı gidermek için:

Ve innâ alâ zehâbin bihî le-kâdirûn.

Susuzluğu ve acıyı gidermek için:

Ellezî hüve yutîmunî ve yeskîn; Ve sekâhüm Rabbühüm şerâben tahûrâ.

Yağmur yağması duâsı için:

Vellezî nezzele mine’s-semâi mâen.

İhtiyacının giderilmesi için:

Hâceten fî nefsi Yâ’kûbe kadâhâ.

Ayrılık, Buğz ve Düşmanlık için:

Kâle hâzâ firâku beynî ve beynike; Hasmâni bağâ ba’dunâ alâ ba’d.

Sihir-büyünün iptali ve zararlarının defi için:

Ve lâ yuflihu’s-sâhıru haysü etâ; Min şerri’n-neffâsâti fi’l-‘ukad,

Zorlukların kolaylaşması ve arzu edilenin olması için:

Se-yec’alullâhü ba’de usrin yüsrâ; Kâne alâllâhi yesîrâ.

Hastalıklardan şifâ bulmak için:

Lillezîne âmenû hüden ve şifâ’.

Bütün hastalıkların defi için:

Yâ nâru kûnî berden ve selâmâ.

Tâundan (Bulaşıcı hastalıklar) korunmak için:

Eve men kâne meyten fe-ehyâynâhu.

İnkâr edenlerin inkârının defi için:

Ve yühıkkallâhu’l-hakka bi-kelimâtihi.

Düşmanlardan intikam almak için:

Men âde fe-yentekımullâhu minhü.

Düşmanların ağzını bağlamak için:

Elyevme nahtimu alâ efvâhihim

Düşmanlardan gizlenmek için:

Fe-ağşeynâhüm fehüm lâ yubsırûn.

Göz ve dili bağlamak için:

Summun bükmün umyün fehüm lâ yubsırûn.

Cehennem azabınının korkusundan:

Rabbenâsrıf annâ azâbe cehennem.

Ölüm sekerâtının/sarhoşluğunun kolaylığı için:

Ve câet sekratü’l-mevti bi’l-hakk.

Hâlinin değişmesi için:

Asâ Rabbünâ en yübdi lenâ hayrâ.

İyilik talebi için:

Ahsin kemâ ahsenallâhu ileyke.

Üzüntünün giderilmesi ve hapisten kurtulmak için:

İyyâke na’büdü ve iyyâke neste’în.

Dalâletten selâmete hidâyet bulmak için:

İhdina’s-sırâta’l-müstakîm.

Nimetin şükrünü edâ etmek ve ikrâmın artması için:

Ve’l-hamdü lillâhi Rabbi’l-âlemîn.

 

[1] Bkz. İrfan Gündüz, “Ahmed Ziyâeddin Gümüşhânevî”, TDV İslam Ansiklopedisi, İstanbul 1996, c. 14, s. 276-277.

[2] Ahmed Ziyâeddin Gümüşhânevî, Mecma’atü’l-Ahzâb, Sezgin Yayınları, İstanbul 1313/1895, Şazeli Kitabı s. 283; 471-475.

Etiketler: Cennetül Esma
Mayıs 11, 2020
Listeye dön
cultureSettings.RegionId: 0 cultureSettings.LanguageCode: TR